LASTİK İŞ yılbaşı

TÜRKİYE KENT KONSEYLERİ 27. GENEL KURULUNA İKK BAŞKANI EROL' UN KATILIMI VE ORTAK BİLDİRGE

KOCAELİ 18.10.2021 - 12:13, Güncelleme: 18.10.2021 - 12:13
 

TÜRKİYE KENT KONSEYLERİ 27. GENEL KURULUNA İKK BAŞKANI EROL' UN KATILIMI VE ORTAK BİLDİRGE

16-17 Ekim 2021 tarihleri arasında Edirne Kent Konseyinin ev sahipliğinde düzenlenen Türkiye Kent Konseyleri Platformu 27. Genel Kuruluna İzmit Kent Konseyi Başkanımız Hüseyin Erol ile yürütme kurulu üyemiz Lütfi Bodur katılım sağladı. İklim krizi ve afet temalı sunumların yapıldığı ve çalışma gruplarının oluşturulduğu genel kurula Türkiye’nin dört bir yanından 50 kent Konseyi katıldı. İzmit Kent Konseyi Başkanımız Hüseyin Erol, İzmit ve İzmit Kent Konseyimizin kuruluşu ve İKK tarafından yürütülen projeler hakkında bir sunum yaptı

TKKP 27. Genel Kurulu 16-17 Ekim 2021 tarihlerinde Edirne’de ’’İklim Krizi’’ ana temasıyla gerçekleştirilmiştir. Namık Kemal Üniversitesi’nden Prof. Dr. Halim Orta İklim Krizi ve Kır, Trakya Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mahmut Güler İklim Krizi ve Kent, MAREM’den Levent Artüz İklim Krizi ve Denizler konulu sunumlarını gerçekleştirmişlerdir. İklimdeki değişimin krize evrilmesinin üretim tarzından kaynaklandığı ortaya konmuştur. Üç uzmanın da üzerinde durduğu en önemli nokta; iklim krizinin yıkıcı etkilerinin artık uzak bir zamanda olmayacağı, gündelik hayatımızın içerisinde olduğu ve bir an önce harekete geçilmesi gerekliliğidir. Konuşmalarda iki ana eksen ortaya çıkmıştır; iklim krizine sebep olan üretim faaliyetlerinin toplumsal yarar lehine düzenlenmesi, iklim krizinden kaynaklanan afet gibi durumların risklerini en aza indirecek politikaların üretilmesi. Derin deniz deşarjları, sanayi kirliliği, doğru yöntemlerle arıtılmayıp bertaraf edilmeyen atıklar, endüstriyel tarım uygulamaları, ranta dayalı kentleşme politikaları gibi insan kaynaklı uygulamaların küresel ısınma ve iklim krizinin temelinde yer aldığı vurgulanmıştır. Bu bağlamda Kyoto Protokolü, Paris İklim Anlaşması gibi uluslararası sözleşmelerin uygulanması için ulusal ve yerel mekanizmaların geliştirilmesi ve küresel ısınmaya yol açan faaliyetlerin kısıtlanması üzerinde durulmuştur. İklim krizinin sonuçlarının izleneceği milli kuraklık merkezinin kurulması, konvansiyonel tarım yerine onarıcı ve pulluksuz tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması, su kullanımında farkındalık yaratılması, iklim krizi politikalarının üretilmesi ve uygulanmasında merkezi ve yerel yönetim başta olmak üzere tüm paydaşların sürece katılmalarının sağlanması konularına değinilmiştir. Bu bağlamda kent konseylerinin, iklim krizinin gerek sebeplerinin azaltılması gerekse de sonuçlarıyla mücadelede sivil toplum üzerinden kilit rolde olduğu ortadadır. TKKP 27. Genel Kurulu’nda iklim krizi ve su kaynaklarımız, iklim krizi ve toprak, tarımsal alanlar, iklim krizi ve gıda, iklim krizi ve hava, iklim krizi doğa olayları ve afetler, iklim krizi ve hukuk atölye çalışmaları yürütülmüştür. Bu atölye çalışmalarında aşağıdaki tespit ve öneriler üzerinde durulmuştur: • Kent konseylerinde doğal ve kültürel varlıkların korunması için çalışma grupları oluşturulması. • Başta tarım ve kentsel şebeke suyu kullanımı konusunda farkındalık oluşturulması, yeşil altyapı yatırımlarının yaygınlaşması için girişimlerde bulunması. • Tarım üreticilerine üretim ve örgütlenme eğitimleri verilmesi, üretimde damla sulama sistemine geçilmesi, bilinçsiz ve gereksiz su kullanımı, aşırı gübre kullanımının engellenmesi, planlı tarıma geçilmesi ve uygulamaların denetlenmesi. • Kent konseylerinin, tarım kooperatifleri ve çiftçi sendikaları ile birlikte çalışması. • Kentlerin nefes almasını sağlayacak hava koridorlarının önünü kapatmayacak, yerleşim palanları yapılması. Bu planların yapılmasında kent konseyleri işlevsel kılınması. • Herkes için eşit, sağlıklı, ulaşılabilir ve adil gıda talebi en temel haktır. Bu gıdaların üretim süreçlerinin demokratikleşmesi, dağıtım süreçlerinin yoksulları da kapsayacak şekilde eşit bir biçimde yürütülmesi için merkezi ve yerel düzeydeki örgütlenmelere kent konseyleri destek vermesi. • Üretici pazarları tohum takas etkinlikleri, kent bostanları, üretici ve tüketici kooperatifleri gibi faaliyetleri kent konseyleri ortaklaşmasıyla yürütülmesi. • İklim krizi sonucu oluşan afetlerde gerek hazırlık aşamasında gerekse müdahalede ciddi koordinasyon sorunları olduğu vurgulanmıştır. Kent konseylerinin bu koordinasyon sorununda çözüm mercii olabilmeli. • Özel ilgi gerektiren grupların afetlerde daha fazla etkilendiği, bu sebeple hazırlık aşamasında bu gruplara yönelik çalışmaların yürütülmesi. • Kent konseyleri bünyesinde toplumsal bilincin artırılması ve yerelde iş birliğini sağlamak için afet çalışma gruplarının oluşturulması. • İklim krizine sebep olan kentleşme politikaları ve doğal varlıkların yanlış kullanımları aynı zamanda hukuk sorunudur. Gerek mevzuatın uygulamasında gerekse de yorumda iklim krizinin etki ve sonuçlarının göz önünde tutulması. • Ranta ve talana karşı doğanın ve yaşam alanlarımızın korunması için mücadele ederken birçok yıldırma politikasıyla karşı karşıya kalmaktayız. Bu duruma karşı Kent Konseylerinin dayanışma içinde olması. Toplantımıza ev sahipliği yapan Edirne’de ve bölgesinde Saros körfezinin korunması için yıllardır mücadele edilmektedir. Saros’ta yapılmaya başlanan FSRU doğalgaz limanı ve kara boru hattının yıkımına dair yıllardır ortaya konan bilimsel raporlar ışığında sürdürülen mücadelenin tüm kent konseyleri olarak yanındayız. İnanıyoruz ki Kazdağları’nda altın madeni şirketine karşı kazandığımız mücadelede olduğu gibi birlikte mücadele ederek yan yana durmaktan başka çaremiz yok. Marmaris Kent Konseyi’ne karşı açılan tazminat davası sürecinde olduğu gibi, şirketler, kamu kurum ve kuruluşları ÇED süreciyle denetlenmeden, hesap vermeden, sorumluluk üstlenmeden, en düşük maliyetle en yüksek karı elde ederek istedikleri gibi çalışamayacaklarını bilmek zorundadırlar. Kent konseyleri kentlerdeki ve doğadaki her tür yaşam ve kent hakkını ihlal eden faaliyetlere ve eko-kırım yatırımlarına karşı haklarımızı savunmaya devam edecektir. Hukuku kendi çıkarları için araçsallaştırmaya çalışanların karşısında, ekoloji mücadelesi veren Marmaris Kent Konseyi’nin yanındayız. Türkiye Kent Konseyleri Platformu Genel Kurulu adına Yürütme Kurulu
16-17 Ekim 2021 tarihleri arasında Edirne Kent Konseyinin ev sahipliğinde düzenlenen Türkiye Kent Konseyleri Platformu 27. Genel Kuruluna İzmit Kent Konseyi Başkanımız Hüseyin Erol ile yürütme kurulu üyemiz Lütfi Bodur katılım sağladı. İklim krizi ve afet temalı sunumların yapıldığı ve çalışma gruplarının oluşturulduğu genel kurula Türkiye’nin dört bir yanından 50 kent Konseyi katıldı. İzmit Kent Konseyi Başkanımız Hüseyin Erol, İzmit ve İzmit Kent Konseyimizin kuruluşu ve İKK tarafından yürütülen projeler hakkında bir sunum yaptı

TKKP 27. Genel Kurulu 16-17 Ekim 2021 tarihlerinde Edirne’de ’’İklim Krizi’’ ana
temasıyla gerçekleştirilmiştir. Namık Kemal Üniversitesi’nden Prof. Dr. Halim Orta İklim
Krizi ve Kır, Trakya Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mahmut Güler İklim Krizi ve Kent,
MAREM’den Levent Artüz İklim Krizi ve Denizler konulu sunumlarını gerçekleştirmişlerdir.
İklimdeki değişimin krize evrilmesinin üretim tarzından kaynaklandığı ortaya konmuştur. Üç
uzmanın da üzerinde durduğu en önemli nokta; iklim krizinin yıkıcı etkilerinin artık uzak bir
zamanda olmayacağı, gündelik hayatımızın içerisinde olduğu ve bir an önce harekete
geçilmesi gerekliliğidir. Konuşmalarda iki ana eksen ortaya çıkmıştır; iklim krizine sebep
olan üretim faaliyetlerinin toplumsal yarar lehine düzenlenmesi, iklim krizinden kaynaklanan
afet gibi durumların risklerini en aza indirecek politikaların üretilmesi.
Derin deniz deşarjları, sanayi kirliliği, doğru yöntemlerle arıtılmayıp bertaraf edilmeyen
atıklar, endüstriyel tarım uygulamaları, ranta dayalı kentleşme politikaları gibi insan kaynaklı
uygulamaların küresel ısınma ve iklim krizinin temelinde yer aldığı vurgulanmıştır. Bu
bağlamda Kyoto Protokolü, Paris İklim Anlaşması gibi uluslararası sözleşmelerin
uygulanması için ulusal ve yerel mekanizmaların geliştirilmesi ve küresel ısınmaya yol açan
faaliyetlerin kısıtlanması üzerinde durulmuştur. İklim krizinin sonuçlarının izleneceği milli
kuraklık merkezinin kurulması, konvansiyonel tarım yerine onarıcı ve pulluksuz tarım
uygulamalarının yaygınlaştırılması, su kullanımında farkındalık yaratılması, iklim krizi
politikalarının üretilmesi ve uygulanmasında merkezi ve yerel yönetim başta olmak üzere tüm
paydaşların sürece katılmalarının sağlanması konularına değinilmiştir. Bu bağlamda kent
konseylerinin, iklim krizinin gerek sebeplerinin azaltılması gerekse de sonuçlarıyla
mücadelede sivil toplum üzerinden kilit rolde olduğu ortadadır.
TKKP 27. Genel Kurulu’nda iklim krizi ve su kaynaklarımız, iklim krizi ve toprak, tarımsal
alanlar, iklim krizi ve gıda, iklim krizi ve hava, iklim krizi doğa olayları ve afetler, iklim krizi
ve hukuk atölye çalışmaları yürütülmüştür. Bu atölye çalışmalarında aşağıdaki tespit ve
öneriler üzerinde durulmuştur:
• Kent konseylerinde doğal ve kültürel varlıkların korunması için çalışma grupları
oluşturulması.
• Başta tarım ve kentsel şebeke suyu kullanımı konusunda farkındalık oluşturulması,
yeşil altyapı yatırımlarının yaygınlaşması için girişimlerde bulunması.
• Tarım üreticilerine üretim ve örgütlenme eğitimleri verilmesi, üretimde damla sulama
sistemine geçilmesi, bilinçsiz ve gereksiz su kullanımı, aşırı gübre kullanımının engellenmesi,
planlı tarıma geçilmesi ve uygulamaların denetlenmesi.
• Kent konseylerinin, tarım kooperatifleri ve çiftçi sendikaları ile birlikte çalışması.
• Kentlerin nefes almasını sağlayacak hava koridorlarının önünü kapatmayacak,
yerleşim palanları yapılması. Bu planların yapılmasında kent konseyleri işlevsel kılınması.
• Herkes için eşit, sağlıklı, ulaşılabilir ve adil gıda talebi en temel haktır. Bu gıdaların
üretim süreçlerinin demokratikleşmesi, dağıtım süreçlerinin yoksulları da kapsayacak şekilde

eşit bir biçimde yürütülmesi için merkezi ve yerel düzeydeki örgütlenmelere kent konseyleri
destek vermesi.
• Üretici pazarları tohum takas etkinlikleri, kent bostanları, üretici ve tüketici
kooperatifleri gibi faaliyetleri kent konseyleri ortaklaşmasıyla yürütülmesi.
• İklim krizi sonucu oluşan afetlerde gerek hazırlık aşamasında gerekse müdahalede
ciddi koordinasyon sorunları olduğu vurgulanmıştır. Kent konseylerinin bu koordinasyon
sorununda çözüm mercii olabilmeli.
• Özel ilgi gerektiren grupların afetlerde daha fazla etkilendiği, bu sebeple hazırlık
aşamasında bu gruplara yönelik çalışmaların yürütülmesi.
• Kent konseyleri bünyesinde toplumsal bilincin artırılması ve yerelde iş birliğini
sağlamak için afet çalışma gruplarının oluşturulması.
• İklim krizine sebep olan kentleşme politikaları ve doğal varlıkların yanlış kullanımları
aynı zamanda hukuk sorunudur. Gerek mevzuatın uygulamasında gerekse de yorumda iklim
krizinin etki ve sonuçlarının göz önünde tutulması.
• Ranta ve talana karşı doğanın ve yaşam alanlarımızın korunması için mücadele
ederken birçok yıldırma politikasıyla karşı karşıya kalmaktayız. Bu duruma karşı Kent
Konseylerinin dayanışma içinde olması.
Toplantımıza ev sahipliği yapan Edirne’de ve bölgesinde Saros körfezinin korunması için
yıllardır mücadele edilmektedir. Saros’ta yapılmaya başlanan FSRU doğalgaz limanı ve kara
boru hattının yıkımına dair yıllardır ortaya konan bilimsel raporlar ışığında sürdürülen
mücadelenin tüm kent konseyleri olarak yanındayız. İnanıyoruz ki Kazdağları’nda altın
madeni şirketine karşı kazandığımız mücadelede olduğu gibi birlikte mücadele ederek yan
yana durmaktan başka çaremiz yok.
Marmaris Kent Konseyi’ne karşı açılan tazminat davası sürecinde olduğu gibi, şirketler, kamu
kurum ve kuruluşları ÇED süreciyle denetlenmeden, hesap vermeden, sorumluluk
üstlenmeden, en düşük maliyetle en yüksek karı elde ederek istedikleri gibi
çalışamayacaklarını bilmek zorundadırlar. Kent konseyleri kentlerdeki ve doğadaki her tür
yaşam ve kent hakkını ihlal eden faaliyetlere ve eko-kırım yatırımlarına karşı haklarımızı
savunmaya devam edecektir.
Hukuku kendi çıkarları için araçsallaştırmaya çalışanların karşısında, ekoloji mücadelesi
veren Marmaris Kent Konseyi’nin yanındayız.

Türkiye Kent Konseyleri Platformu Genel Kurulu adına

Yürütme Kurulu

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kocaeliyenihaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.