KBB hat 41
LASTİK İŞ yılbaşı

KARAMÜRSEL’İN DÜŞMAN İŞGALİNDEN KURTULUŞUNUN 100.YIL DÖNÜMÜ KUTLANDI

KOCAELİ 04.07.2021 - 14:53, Güncelleme: 04.07.2021 - 14:53
 

KARAMÜRSEL’İN DÜŞMAN İŞGALİNDEN KURTULUŞUNUN 100.YIL DÖNÜMÜ KUTLANDI

Karamürsel’in düşman işgalinden kurtuluşunun 100. Yıl dönümü Kutlama etkinlikleri nedeniyle ilk tören Karamürsel Alp’ in mezarı başında yapıldı.

Karamürsel Kaymakamı Osman Aslan Canbaba, Karamürsel Belediye Başkanı İsmail Yıldırım, Siyasi Parti İlçe Başkanları, daire müdürleri ve vatandaşlar, Karamürsel Alp’in kabrine şükran ziyaretinde bulundu ve ilçe Müftülüğünce şehitlerimiz için kuran-ı kerim okunarak ardından dua edildi.. 4 Temmuz Kurtuluş günü resmi töreni Atatürk Anıtına çelenklerin sunumuyla devam etti. Tören Saat 10.30’da Belediye Başkanı İsmail Yıldırım tarafından Atatürk Anıtına çelenk konulmasıyla başladı, ardından saygı duruşu ve istiklal marşı okundu.  Günün anlam ve önemini belirten konuşmayı yapan Karamürsel Belediye Başkanı İsmail Yıldırım, kurtuluş savaşında Karamürsel halkının göstermiş olduğu destansı kahramanlıktan bahsetti. Başkan Yıldırım konuşmasın; ‘’  Atalarımızın canları ve kanları ile verdikleri mücadele sonunda, Bugün huzur ve güvenle yaşadığımız Körfezin incisi, Huzurun Başkenti Karamürsel’imizin düşman işgalinden kurtuluşunun 100. Yıl dönümü kutlama programına hepiniz hoş geldiniz Anadoluya giriş yaptığımız günden bu yana bize tüm güzelliklerini sınırsızca sunan bu vatan toprakları bin yıla yakın sürede atalarımızın kanları ile sulanmış, milli şairimizin belirttiği gibi toprağının sıkılması halinde şühedaların fışkıracağı şehitler mezarlığı haline gelmiştir. Bayrağı şehitlerinin al kanıyla şekillenmiş bu kutlu devletin toprakları da uğrunda ölen ceddi sayesinde vatan haline gelmiştir. Bundan 100 yıl önce; vatanın her karış toprağı işgal edilmiş ve edilmek üzere iken, Büyük türk milleti bugün bile mazlum milletlere ilham olan bir kurtuluş destanına imza atmaktaydı. gözlerini inanç ve kararlılıkla gökyüzüne dikerek; Yurdumun üstünde tüten en son ocak sönmeden, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak diye haykırıyordu. Türk milleti ezelden beri hür yaşamıştı. Ona zincir vuracak kudret yeryüzünde şimdiye kadar çıkmamıştı Söz konusu vatan olduğunda kükremiş sel gibi bendini çiğneyip aşan Aziz Türk milleti Gazi Mustafa Kemal paşa önderliğinde, Dağları yırtmış, enginlere sığmamış taşmıştı. Ufuklar çelik yığını modern savaş gemileri ile sarılmış olsada, sınırlar türk milletinin iman dolu göğsü ile savunulmaktaydı. Yurdumuza saldıran bu canavarın böyle bir imanı boğması mümkün müydü? Yemin ettiler yurdu alçaklara uğratmamak için Biliyorlardı Doğacaktı onlara vadettiği günler hakkın Kim bilir, belki yarın… belki yarından da yakın. Tek talepleri vardı gözlerini kırpmadan canlarını verirken vatan uğruna Sesleniyorlardı o günden bugün bu topraklarda yaşayanlara Bastığınız yerleri "toprak!" diyerek geçmeyin tanıyın Düşününü toprağın altındaki binlerce kefensiz yatanı. Siz şehid oğlusunuz, yazıktır incitmeyin atalarınızı Vermeyin, dünyâları alsanız da, bu cennet vatanınızı. Pişman değillerdi Bayrama gider gibi gidiyorlardı şehadete Bu cennet vatanın uğruna kim feda etmezki kendini diye haykırıyorlardı Vatanın her karış toprağını kanları ile suluyorlardı Gelecek, ana, baba, eş, evlat düşünmeden Yağmur gibi kurşunarın üstüne hucum ederken Haykırıyorlardı hep bir ağızdan Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl; Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl. Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl: Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet; Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklâl! Kıymetli Karamürselliler Üzerinde yaşadığımız vatan toprağı her karışı kan ve göz yaşı ile sulanmış sınırları çizilirken mürekkep yerine şehitlerimizin kanı kullanılmış mukaddes topraklardır Bu topraklarda, bu vatanda yaşamanın bedeli vardır Bu bedeli Atalarımız defalarca kez ödemişlerdir. Bizlerde onların torunları ve mirasçıları olarak bizlere emanet bıraktıkları bu cennet vatanı gelecek nesillere aktarmak için var gücümüzle çalışmalı ve gerektiğinde benzer fedakarlıkları yapmaktan asla ve asla geri durmamalıyız Dünya tarihi kadar eski olan Türk Milleti, tarihini, töresini, değerlerini unutmadığı için binlerce yıldır Dünya da söz sahibi halde kalmıştır Cumhuriyetimizin kurucusu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk; Yıllar öncesinden seslenmektedir bizlere “Tarihini bilmeyen milletler yok olmaya mahkumdur” Hamdolsun ki öyle bir tarihe sahibizdir ki Bilmek ve öğrenmek ile iftihar edeceğimiz, Kahramanlıklarla dolu, İşgal, zulüm, soykırımın değil Adaletin ve hoşgürünün hakim kılındığı bir tarih. 7 düvele hükmedip sonrasında 7 düvele karşı bağımsızlık mücadelesi verilen bir tarih Bu ülke üzerinde hür bir şekilde yaşayan bizler, bu imkanı bizlere veren başta Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere milli mücadele kahramanlarına; Kimisi tarih sayfalarına geçmiş; kimisi ise mezarı bile belli olmayan, kara toprağın bağrında, Peygamberinin ağşunda bulunan şehitlerimize, gazilerimize, Bebeğinin örtüsünü mermiye saran nenelerimize minnet ve şükran borçluyuz Onlar Kurtuluş savaşında yarınlarını düşünmeden canlarını feda ettiler Evladım anasız babasız yaşar ama Devletsiz yaşayamaz düstürü ile hareket ettiler. Yiyecek yemekleri, kullanacak silahları olmadan düşmanın üstüne yürüdüler. Millet, mukaddesat, Devlet ve Bağımsızlık aşkıyla dolu yüreklerin topla, tüfekle sindirelemeyeceğini 7 düvele ispat ettiler Şehit olup toprağa düştüler Ama Toprak olmadılar; bu ülkenin üzerine kalkan oldular Mezarları bu topraklar üzerinde nefes alan bizlerin gönülleri oldu Ve ilelebet orada yer alacaklar Onlara ettiğimiz dualarda döktügümüz göz yaşları ile sulayacağız gönlümüzdeki mezarlarını Ve yemin olsun ki unutmayacak ve unutturmayacağız bizler için yaptıkları fedakarlıkları Gelecek nesillerimize Anne, Baba demeyi öğrettiğimiz gibi ilk olarak öğreteceğiz bu şanlı kahramanları Değerli Karamürselliler Karamürselli atalarımız kurtuluş savaşımız esnasında kritik görevler almışlar ve bu görevleri başarı ile yerine getirerek hem bizlere bağımsız bir ülke hemde gurur duyacağımız bir tarih emanet etmişlerdir Ülkenin dört bir yanından yükselen “Ya İstiklal Ya Ölüm” Ruhu Karamürsel halkının sinesinde de yer bulmuş; Atalarımız Kuvayi milliye ruhu ile direnişe geçmişlerdir. Mücadelenin sürebilmesi için en önemli unsurun Silah ve Cephane olduğu düşünüldüğünde; ; İstanbul’dan deniz yoluyla gizlice kaçırılan silah ve cephanenin Garp Cephesi Komutanlığı’na ulaştırılmasında görev alan Karamürsellilerin Milli Mücadeledeki önemi daha iyi anlaşılacaktır. İlçemizin Kahraman evlatları bir yandan İznik üzerinden Mudanya’ya lojistik köprü kurarken; diğer yandan da düzenli ordu öncesi Milis Kuvvetleri olarak organize edilen mahalli taburlar, düşmana karşı silahlı çatışmalara girişmişlerdir. Bütün bu gelişmeler, bölgemizde düşmanın Karamürsel’e odaklanmasına sebebiyet vermiş, işgal kuvvetleri, deniz güçlerinin desteği altında ilçe merkezi ve civarını tam 4 kez işgal etmiş, çevreyi yakıp yıkmış, ancak Karamürsel’deki silahlı direnişi kıramamıştır. Velhasıl düşman Karamürsel’e her gelişinde etkin bir direniş ve hürriyeti timsal eden yerel bir cepheyle karşı karşıya kalmıştır. Düşmanın mezalimine, İlçemizi yakıp yıkmasına, savunmasız sivilleri şehit etmesine rağmen Karamürsel Halkı şanlı mücadelesinden vazgeçmemiş 4 Temmuz 1921 tarihinde İlçemiz kurtuluşuna ve özgürlüğüne kavuşmuştur.   Kıymetli Misafirler, Atalarımız 100 Yıl önce bugün kurtuluşla biten mücadeleyi verirken her türlü fikri ayrılığı  bir kenara bırakarak tek vücüt olmuşlar, Memleketimizin bekası için beraber hareket etmişlerdir. Bizlere sadece bu cennet bahçesi gibi olan toprakları değil, bir ruh ta bırakmışlardır İşte Bizlere en büyük miras olarak bıraktıkları bu Karamürsellilik ruhunu hamd olsun ki bugün yaşatmaya ve geliştirmeye devam etmekteyiz. Siyasi fikirlerimiz, görüşlerimiz ne kadar farkli olursa olsun konu Karamürsel menfaati, Konu millet ve memleket olduğunda bir ve beraber hareket ederek atalarımıza layık evlatlar olduğumuzu kanıtladığımızı düşünmekteyim İçinde bulunduğumuz pandemi sürecinde Karamürsel insanının birlik ve beraberliği, Tüm sivil toplum kuruluşlarının ve siyasi partilerimizin uyum ve koordinasyonu da kocaelimize ve ülkemize örnek olacak seviyede olmuştur. Karamürsel insanı farkını ortaya koymuş zor zamanlarda nasıl birlik ve beraberlik içerisinde hareket edilmesi gerektiğini göstermiştir. İşte Bizlere düşen en büyük ödev Atalarımızdan bize geçen bu Karamürsellilik ruhunu gelecek nesillerimize aktarmaktır. Değerli konuklar Ülkemizin kurucusu büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk bugunlere ışık tutacak şu sözleri söylemiştir büyük bir öngörü ile Bir ulusun asker ordusu ne kadar güçlü olursa olsun, kazandığı zafer ne kadar yüce olursa olsun, bir ulus ilim ordusuna sahip değilse, savaş meydanlarında kazanılmış zaferlerin sonu olacaktır. Bu nedenle bir an önce büyük, mükemmel bir ilim ordusuna sahip olma zorunluluğu vardır. Elinde bulundurduğu devasa silah ve asker gücüyle dünyaya hükmeden büyük devletlerin gözle görülmeyen bir virüs karşısında nasıl çaresiz kaldığı, dünyanın bu yeni düşmana karşı verilen savaşta gelip gelebilmesi için ilim ordusunun mücadelesinden sonuç beklemesi; Atamızın ne kadar haklı olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere çizdiği yolun İlim ve İrfandan geçtiğini unutmadan tam bağımsız bir devlet halinde kalabilmemiz için atalarımızın döktüğü kanlar gibi bizlerinde terlerimizi dökerek durmadan yorulmadan çalışmalıyız   Unutmamalıyız ki; Kurtuluş savaşı Ben Yoksam kimse yoktur anlayışıyla başarılmıştır. Her türlü farklılıklarını bir kenara bırakan, Vatan Toprağı Düşman Postalına ezdirilemez Şehitlerimizin kanıyla çizilen Bayrak Gönderden indirilemez Minarelerimizden okunan Ezan Sesi Kesilemez Haykırışıyla Düşman üzerine yürüyen Kurşuna, süngüye, topa, tüfeğe, göğsünü siper eden aziz şehit ve gazilerimize ve Kurtuluş savaşında yokluklar içerisinde bulunan, tek silahı iman dolu göğsü olan bir milletten, 7 düvele karşı bir serhad oluşturan, Ezilmiş milletlere tarih boyunca örnek teşkil edecek olan bir milli mücadeleyi başlatan ve bağımsızlığımızı bizlere armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve aziz şehitlerimize karşı sorumluluklarımız vardır Gazi Mustafa Kemal Atatürk Yokluklar içerisinde verilen Şanlı Kurtuluş mücadelesinden sonra Kurulan Türkiye Cumhuriyetine muasır medeniyetler seviyesini hedef olarak koymuştur Bu hedefe ulaşmak için var gücüyle çalışmak hepimizin boynunun borcudur. Bu duygu ve düşüncelerle, başta Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Onun çağrısı ile biran bile düşünmeden peşinden giden Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır. Bu satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz sözünün vücut bulmuş hali olan Karamürselli yiğitleri aziz şehitlerimizi, gazilerimizi Rahmet ve Minnetle anıyoruz Bu gün kanınızla sulanan bu topraklarda huzur ve refah içerisinde yaşayan bizler, Döktüğünüz kanlara, yaşayamadığınız yıllara layık birer insan olacağımıza söz veriyoruz. Mekânlarınız cennet Ruhlarınız Şad olsun.’’ Dedi.  Karamürsel’in kurtuluşunun 100. Anma töreni Karamürsel Belediye Başkanı İsmail Yıldırım’ın yapmış olduğu konuşma ile son buldu. Resmi törenin ardından gün içerisinde yapılacak olan kutlamalar 12.30 ‘ Merkez Yeni Camii’de Mevlid-i Şerif okunması, Saat 19:00’da Yerel Sanatçılar konseri ve Saat 21:00’da Haluk Levent konseri ile Sahil Kordon’da devam edecektir.  
Karamürsel’in düşman işgalinden kurtuluşunun 100. Yıl dönümü Kutlama etkinlikleri nedeniyle ilk tören Karamürsel Alp’ in mezarı başında yapıldı.

Karamürsel Kaymakamı Osman Aslan Canbaba, Karamürsel Belediye Başkanı İsmail Yıldırım, Siyasi Parti İlçe Başkanları, daire müdürleri ve vatandaşlar, Karamürsel Alp’in kabrine şükran ziyaretinde bulundu ve ilçe Müftülüğünce şehitlerimiz için kuran-ı kerim okunarak ardından dua edildi..

4 Temmuz Kurtuluş günü resmi töreni Atatürk Anıtına çelenklerin sunumuyla devam etti. Tören Saat 10.30’da Belediye Başkanı İsmail Yıldırım tarafından Atatürk Anıtına çelenk konulmasıyla başladı, ardından saygı duruşu ve istiklal marşı okundu. 
Günün anlam ve önemini belirten konuşmayı yapan Karamürsel Belediye Başkanı İsmail Yıldırım, kurtuluş savaşında Karamürsel halkının göstermiş olduğu destansı kahramanlıktan bahsetti.

Başkan Yıldırım konuşmasın; ‘’  Atalarımızın canları ve kanları ile verdikleri mücadele sonunda, Bugün huzur ve güvenle yaşadığımız Körfezin incisi, Huzurun Başkenti Karamürsel’imizin düşman işgalinden kurtuluşunun 100. Yıl dönümü kutlama programına hepiniz hoş geldiniz

Anadoluya giriş yaptığımız günden bu yana bize tüm güzelliklerini sınırsızca sunan bu vatan toprakları bin yıla yakın sürede atalarımızın kanları ile sulanmış, milli şairimizin belirttiği gibi toprağının sıkılması halinde şühedaların fışkıracağı şehitler mezarlığı haline gelmiştir.

Bayrağı şehitlerinin al kanıyla şekillenmiş bu kutlu devletin toprakları da uğrunda ölen ceddi sayesinde vatan haline gelmiştir.

Bundan 100 yıl önce; vatanın her karış toprağı işgal edilmiş ve edilmek üzere iken,

Büyük türk milleti bugün bile mazlum milletlere ilham olan bir kurtuluş destanına imza atmaktaydı.

gözlerini inanç ve kararlılıkla gökyüzüne dikerek;

Yurdumun üstünde tüten en son ocak sönmeden,

sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak diye haykırıyordu.

Türk milleti ezelden beri hür yaşamıştı. Ona zincir vuracak kudret yeryüzünde şimdiye kadar çıkmamıştı

Söz konusu vatan olduğunda kükremiş sel gibi bendini çiğneyip aşan Aziz Türk milleti

Gazi Mustafa Kemal paşa önderliğinde, Dağları yırtmış, enginlere sığmamış taşmıştı.

Ufuklar çelik yığını modern savaş gemileri ile sarılmış olsada, sınırlar türk milletinin iman dolu göğsü ile savunulmaktaydı.

Yurdumuza saldıran bu canavarın böyle bir imanı boğması mümkün müydü?

Yemin ettiler yurdu alçaklara uğratmamak için

Biliyorlardı Doğacaktı onlara vadettiği günler hakkın

Kim bilir, belki yarın… belki yarından da yakın.

Tek talepleri vardı gözlerini kırpmadan canlarını verirken vatan uğruna

Sesleniyorlardı o günden bugün bu topraklarda yaşayanlara

Bastığınız yerleri "toprak!" diyerek geçmeyin tanıyın

Düşününü toprağın altındaki binlerce kefensiz yatanı.

Siz şehid oğlusunuz, yazıktır incitmeyin atalarınızı

Vermeyin, dünyâları alsanız da, bu cennet vatanınızı.

Pişman değillerdi

Bayrama gider gibi gidiyorlardı şehadete

Bu cennet vatanın uğruna kim feda etmezki kendini diye haykırıyorlardı

Vatanın her karış toprağını kanları ile suluyorlardı

Gelecek, ana, baba, eş, evlat düşünmeden

Yağmur gibi kurşunarın üstüne hucum ederken

Haykırıyorlardı hep bir ağızdan

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl;

Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.

Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl:

Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;

Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklâl!

Kıymetli Karamürselliler

Üzerinde yaşadığımız vatan toprağı her karışı kan ve göz yaşı ile sulanmış sınırları çizilirken mürekkep yerine şehitlerimizin kanı kullanılmış mukaddes topraklardır

Bu topraklarda, bu vatanda yaşamanın bedeli vardır

Bu bedeli Atalarımız defalarca kez ödemişlerdir.

Bizlerde onların torunları ve mirasçıları olarak bizlere emanet bıraktıkları bu cennet vatanı gelecek nesillere aktarmak için var gücümüzle çalışmalı ve gerektiğinde benzer fedakarlıkları yapmaktan asla ve asla geri durmamalıyız

Dünya tarihi kadar eski olan Türk Milleti, tarihini, töresini, değerlerini unutmadığı için binlerce yıldır Dünya da söz sahibi halde kalmıştır

Cumhuriyetimizin kurucusu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk;

Yıllar öncesinden seslenmektedir bizlere

“Tarihini bilmeyen milletler yok olmaya mahkumdur”

Hamdolsun ki öyle bir tarihe sahibizdir ki

Bilmek ve öğrenmek ile iftihar edeceğimiz,

Kahramanlıklarla dolu,

İşgal, zulüm, soykırımın değil

Adaletin ve hoşgürünün hakim kılındığı bir tarih.

7 düvele hükmedip sonrasında 7 düvele karşı bağımsızlık mücadelesi verilen bir tarih

Bu ülke üzerinde hür bir şekilde yaşayan bizler, bu imkanı bizlere veren başta Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere milli mücadele kahramanlarına;

Kimisi tarih sayfalarına geçmiş; kimisi ise mezarı bile belli olmayan, kara toprağın bağrında, Peygamberinin ağşunda bulunan şehitlerimize, gazilerimize, Bebeğinin örtüsünü mermiye saran nenelerimize minnet ve şükran borçluyuz

Onlar Kurtuluş savaşında yarınlarını düşünmeden canlarını feda ettiler

Evladım anasız babasız yaşar ama Devletsiz yaşayamaz düstürü ile hareket ettiler.

Yiyecek yemekleri, kullanacak silahları olmadan düşmanın üstüne yürüdüler.

Millet, mukaddesat, Devlet ve Bağımsızlık aşkıyla dolu yüreklerin topla, tüfekle sindirelemeyeceğini 7 düvele ispat ettiler

Şehit olup toprağa düştüler

Ama Toprak olmadılar; bu ülkenin üzerine kalkan oldular

Mezarları bu topraklar üzerinde nefes alan bizlerin gönülleri oldu

Ve ilelebet orada yer alacaklar

Onlara ettiğimiz dualarda döktügümüz göz yaşları ile sulayacağız gönlümüzdeki mezarlarını

Ve yemin olsun ki unutmayacak ve unutturmayacağız bizler için yaptıkları fedakarlıkları

Gelecek nesillerimize Anne, Baba demeyi öğrettiğimiz gibi ilk olarak öğreteceğiz bu şanlı kahramanları

Değerli Karamürselliler

Karamürselli atalarımız kurtuluş savaşımız esnasında kritik görevler almışlar ve bu görevleri başarı ile yerine getirerek hem bizlere bağımsız bir ülke hemde gurur duyacağımız bir tarih emanet etmişlerdir

Ülkenin dört bir yanından yükselen “Ya İstiklal Ya Ölüm” Ruhu Karamürsel halkının sinesinde de yer bulmuş; Atalarımız Kuvayi milliye ruhu ile direnişe geçmişlerdir.

Mücadelenin sürebilmesi için en önemli unsurun Silah ve Cephane olduğu düşünüldüğünde; ; İstanbul’dan deniz yoluyla gizlice kaçırılan silah ve cephanenin Garp Cephesi Komutanlığı’na ulaştırılmasında görev alan Karamürsellilerin Milli Mücadeledeki önemi daha iyi anlaşılacaktır.

İlçemizin Kahraman evlatları bir yandan İznik üzerinden Mudanya’ya lojistik köprü kurarken; diğer yandan da düzenli ordu öncesi Milis Kuvvetleri olarak organize edilen mahalli taburlar, düşmana karşı silahlı çatışmalara girişmişlerdir.

Bütün bu gelişmeler, bölgemizde düşmanın Karamürsel’e odaklanmasına sebebiyet vermiş, işgal kuvvetleri, deniz güçlerinin desteği altında ilçe merkezi ve civarını tam 4 kez işgal etmiş, çevreyi yakıp yıkmış, ancak Karamürsel’deki silahlı direnişi kıramamıştır.

Velhasıl düşman Karamürsel’e her gelişinde etkin bir direniş ve hürriyeti timsal eden yerel bir cepheyle karşı karşıya kalmıştır.

Düşmanın mezalimine, İlçemizi yakıp yıkmasına, savunmasız sivilleri şehit etmesine rağmen Karamürsel Halkı şanlı mücadelesinden vazgeçmemiş

4 Temmuz 1921 tarihinde İlçemiz kurtuluşuna ve özgürlüğüne kavuşmuştur.

 

Kıymetli Misafirler,

Atalarımız 100 Yıl önce bugün kurtuluşla biten mücadeleyi verirken her türlü fikri ayrılığı  bir kenara bırakarak tek vücüt olmuşlar, Memleketimizin bekası için beraber hareket etmişlerdir.

Bizlere sadece bu cennet bahçesi gibi olan toprakları değil, bir ruh ta bırakmışlardır

İşte Bizlere en büyük miras olarak bıraktıkları bu Karamürsellilik ruhunu hamd olsun ki bugün yaşatmaya ve geliştirmeye devam etmekteyiz.

Siyasi fikirlerimiz, görüşlerimiz ne kadar farkli olursa olsun konu Karamürsel menfaati, Konu millet ve memleket olduğunda bir ve beraber hareket ederek atalarımıza layık evlatlar olduğumuzu kanıtladığımızı düşünmekteyim

İçinde bulunduğumuz pandemi sürecinde Karamürsel insanının birlik ve beraberliği, Tüm sivil toplum kuruluşlarının ve siyasi partilerimizin uyum ve koordinasyonu da kocaelimize ve ülkemize örnek olacak seviyede olmuştur.

Karamürsel insanı farkını ortaya koymuş zor zamanlarda nasıl birlik ve beraberlik içerisinde hareket edilmesi gerektiğini göstermiştir.

İşte Bizlere düşen en büyük ödev Atalarımızdan bize geçen bu Karamürsellilik ruhunu gelecek nesillerimize aktarmaktır.

Değerli konuklar

Ülkemizin kurucusu büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk bugunlere ışık tutacak şu sözleri söylemiştir büyük bir öngörü ile

Bir ulusun asker ordusu ne kadar güçlü olursa olsun, kazandığı zafer ne kadar yüce olursa olsun, bir ulus ilim ordusuna sahip değilse, savaş meydanlarında kazanılmış zaferlerin sonu olacaktır. Bu nedenle bir an önce büyük, mükemmel bir ilim ordusuna sahip olma zorunluluğu vardır.

Elinde bulundurduğu devasa silah ve asker gücüyle dünyaya hükmeden büyük devletlerin gözle görülmeyen bir virüs karşısında nasıl çaresiz kaldığı, dünyanın bu yeni düşmana karşı verilen savaşta gelip gelebilmesi için ilim ordusunun mücadelesinden sonuç beklemesi; Atamızın ne kadar haklı olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere çizdiği yolun İlim ve İrfandan geçtiğini unutmadan tam bağımsız bir devlet halinde kalabilmemiz için atalarımızın döktüğü kanlar gibi bizlerinde terlerimizi dökerek durmadan yorulmadan çalışmalıyız

 

Unutmamalıyız ki;

Kurtuluş savaşı

Ben Yoksam kimse yoktur anlayışıyla başarılmıştır.

Her türlü farklılıklarını bir kenara bırakan,

Vatan Toprağı Düşman Postalına ezdirilemez

Şehitlerimizin kanıyla çizilen Bayrak Gönderden indirilemez

Minarelerimizden okunan Ezan Sesi Kesilemez

Haykırışıyla Düşman üzerine yürüyen

Kurşuna, süngüye, topa, tüfeğe, göğsünü siper eden aziz şehit ve gazilerimize

ve Kurtuluş savaşında yokluklar içerisinde bulunan, tek silahı iman dolu göğsü olan bir milletten, 7 düvele karşı bir serhad oluşturan,

Ezilmiş milletlere tarih boyunca örnek teşkil edecek olan bir milli mücadeleyi başlatan ve bağımsızlığımızı bizlere armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve aziz şehitlerimize karşı sorumluluklarımız vardır

Gazi Mustafa Kemal Atatürk Yokluklar içerisinde verilen Şanlı Kurtuluş mücadelesinden sonra Kurulan Türkiye Cumhuriyetine muasır medeniyetler seviyesini hedef olarak koymuştur

Bu hedefe ulaşmak için var gücüyle çalışmak hepimizin boynunun borcudur.

Bu duygu ve düşüncelerle, başta Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere

Onun çağrısı ile biran bile düşünmeden peşinden giden

Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır. Bu satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz sözünün

vücut bulmuş hali olan Karamürselli yiğitleri aziz şehitlerimizi, gazilerimizi Rahmet ve Minnetle anıyoruz

Bu gün kanınızla sulanan bu topraklarda huzur ve refah içerisinde yaşayan bizler,

Döktüğünüz kanlara, yaşayamadığınız yıllara layık birer insan olacağımıza söz veriyoruz.

Mekânlarınız cennet Ruhlarınız Şad olsun.’’ Dedi. 
Karamürsel’in kurtuluşunun 100. Anma töreni Karamürsel Belediye Başkanı İsmail Yıldırım’ın yapmış olduğu konuşma ile son buldu. Resmi törenin ardından gün içerisinde yapılacak olan kutlamalar 12.30 ‘ Merkez Yeni Camii’de Mevlid-i Şerif okunması,

Saat 19:00’da Yerel Sanatçılar konseri ve

Saat 21:00’da Haluk Levent konseri ile Sahil Kordon’da devam edecektir.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kocaeliyenihaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.